Tuesday, September 04, 2007

Chicago

"Ruzgarli sehir" diye bilinen Chicago'dan selamlar... Chicago, Amerika'nin orta batisindaki en buyuk sehir. 3 milyona yakin nufusuyla da New York ve Los Angeles'tan sonra Amerika'nin en buyuk sehri. Dunyanin yuzolcumu acisindan en buyuk 5. golu olan Michigan Golu kiyisinda kurulmus.

Biz Chicago'ya konferans icin gittik. Suratimdaki komik ifadeye aldirmayin, konferanstan verdikleri, butun seyahat boyunca da yanimdan ayirmadigim, pek bir pratik bez cantami gosteriyorum.:) Chicago'nun topu topu 200 senelik bir gecmisi var. 19. yy ortalarinda onemli bir ticaret merkezi olmus. 1871 yilinda buyuk bir yangin cikmis, sehrin buyuk bir bolumu yanmis. Boylece cok buyuk bir yeniden yapilanma hareketi baslamis, devrin en onemli mimarlarini davet etmisler, ilk gokdelenler yapilmis. Bugun Chicago'nun buyuleyici guzellikte bir goruntusu var. New York'a benzemekle beraber, o kadar gurultulu, yorucu, buyuk bir sehir degil.

Chicago'nun en turistik yerlerinden biri Millenium Park. 2000 yilina girerken acilmasi planlanan park ancak 2004 yilinda bitirilebilmis. Turistler kadar Chicagolularin da gozdesi bir mekan. Bu resimdeki parkin en unlu attraksiyonu. Gercek adi Cloud Gate (Bulut Kapisi) oldugu halde, seklinden oturu Chicagolularin The Bean (fasulye) diye adlandirdiklari 110 ton agirligindaki heykel.
Chidago'nun fasulyeden yansiyan siluetinin guzelligine dikkat.

Bizim gibi turistler fasulyenin etrafinda boyle ilginc resimler cekerek egleniyor.

Hemen Millenium Park'tan doguya dogru biraz yuruyunce Chicago marinasina ulasiliyor. Zaten burayi gorunce Chicago tam yasanilacak bir yer diye dusunmekten kendimi alamadim. Minik bir teknemiz olsa, babami da yazlari basina kaptan cagiririz....:)

Bu cesmeyi belki hatirlayanlar olacaktir. Buckingham Fountain, Married With Children (Evli ve Cocuklu) dizisinin jeneriginde gorunen cesme. Bunu daha sonra wikipedia'da okudum: Bu dizi Almanya'da cok unlu oldugu icin Alman turistler bu cesmeye dizinin karakterinin adiyla Bundy Cesmesi diyorlarmis. Versailles sarayindaki ornek alinarak yapildigi aslindan tam 3 kat buyuk. (Olmasa sasirirdim zaten!) Saatte bir kez cesme 150 feet yukseklige su fiskirtiyor, o zaman cok uzaktan bile gorunuyor. Baska bir keyifli mekan da Navy Pier. Burasi golun uzerine kurulmus bir eglence merkezi, Donmedolap, atlikarinca, ve daha cok cocuklara hitap eden eglenceler var. Biz bir pazar gunu gittigimizden cok kalabalikti, ama ona ragmen cok eglenceliydi.Donmedolabin en yuksek noktasindan enfes bir Chicago manzarasi goruluyor.
Tatli tatli ruzgar eserken Pier'in bir ucunda oturup gecen tekneleri seyretmek, martilara yem atmak, tembel tembel guneslenip hava almak cok keyifli. Hele deniz sehrinde buyuyup, simdi denizden uzak kalan Mr. D ve bana cok iyi geldi.
Golun karsi kiyisindan, Indiana'dan Chicago'nun gokdelenleri goruluyormus, bu taraftan o kadar gozukmuyor, sanki acik deniz gibi. O yuzden sanki Izmir'deymisiz gibi geldi bize cok.
Biz orada otururken insanlar teknelerinin uzerinde guneslenerek yanimizdan gectiler. Hani Bogazda tekneler yalilari neredeyse yalayacak kadar yakindan gider ya kiyiya, oyle.. Ama orada teknedekiler yalilari gormeye calisirlar, burada sanki daha cok, "bakin bizim teknemiz var" diye hava atar gibiydiler.:)
New York'un besinci caddesi gibi, buranin en unlu alisveris mekani da "Magnificient Mile" diye bilinen Michigan Avenue. Bizim otelimiz bu caddenin en kuzey ucunda, iki blok icerideydi. Her sabah ve aksam konferans oteline giderken ve donerken bu caddeyi arsinladik.
Otelin ne yazik ki oraya gidince ogrendigimiz bir baska guzel yani da plajdan sadece 5 dakika uzaklikta olmasiymis. Mayolarimizi goturmedigimize pisman olduk.
Buradaki plajlar icin kum disaridan tasiniyormus. Ama ozellikle golun kuzey kiyisinda cok guzel, dogal plajlar varmis. Hatta bunlara "singing beaches" (sarki soyleyen plajlar) deniyormus, cunku icindeki yuksek quartz miktari yuzunden kum uzerinde yurununce cok gicirdiyormus.

Chicaglular gole deniz muamelesi yapmislar, plajlar, jet skiler, tekneler. Ama Michigan Golu'nun yuzolcumuyle Marmara Denizi'nin 5 kati, en genis oldugu yerde, Turkiye ile Yunanistan arasindaki mesafeden daha genis oldugunu dusunecek olursak haksiz degiller.
Elimizdeki gezi rehberinde bu plajin Florida plajlarina tas cikarttigini soyluyordu. Gercekten mayom olsa, ben de atlayiverecektim suya.
Biraz da gece gezmelerimizden bahsedelim. Cigdemcigim'in de konferansa gelmesinden firsat bilip neredeyse bir seneden fazladir ilk kez Chicago'da bulustuk, hasret giderdik.
Minnesota grubu'nun tecrubelerinden faydalandik, bizi Chicago'nun unlu deep dish pizzasindan yemege goturduler.
Italyan pizzasindan cok farkli, derin bir kapta pisiyor, uzeri de ona gore dolu, hamuru kalin. Dogrusu ben cok sevmedim, cok yagli, cok agir geldi. Yalniz ertesi gun ogle yemeginde soguk yiyince daha bir tart gibi, daha bir guzel olmustu.
Chicago'yu kusbakisi gormek isteyenlerin iki secenegi var. Bir zamanlar dunyanin en yuksek binasi olan Sears kuleleri bir de Magnificient Mile uzerindeki Hancock Binasi. Bunlarin ikisinin de bilet alinarak cikilan birer gozlem kati var. Elimizdeki gezi rehberine ve tecrubeli arkadaslarimizin tavsiyesine uyarak, bunlara degil, Hancock binasinin 96. katindaki Signature Lounge'a ciktik. Ayni fiyata sadece manzara gormekle kalmiyor, bir de kokteyl icebiliyorsunuz.
Anlasilan sadece iyi bir gezi rehberi ve Chicago'yu bilen tecrubeli arkadaslari olan biz degilmisiz. Signature Lounge'a 20 dakikalik bir asansor sirasi ondan sonra da yarim saate yakin masa sirasi bekledikten sonra girebildik.
Ama su manzaraya bakarsaniz, tamamen degdi!
Bu resimler bizim degil bu arada, biz makineyi almamisiz ne yazik ki.
Son olarak Chicago'da Blue Man Group diye bir gosteri seyrettik. Ben Amerika'ya gelmeden once hic adlarini duymamistim, ama burada 10 seneden fazladir cok unlulermis. Uc tane adam, yuzleri ve elleri masmavi boyali, sahnede turlu ilginclikler yapiyorlar. Komedi, konser, performans, dijital efektler karisik bir sey, kendine mahsus bir gosteri, anlatmak kolay degil. Ama ozellikle sonunda oyle bir parti atmostferi yaratiyorlar ki, inanilmaz keyifli. DAha sonra youtube'dan bir videosunu koymaya calisacagim.

Chicago cok guzel, insanlar da New York'taki kadar kendini begenmis, burnu buyuk gelmedi. Keyifli, modern, plaji olan bir sehir olarak hatirimda kaldi. Acaba kisi ne kadar soguktur???

3 comments:

Ovgu said...

Chocago'ya tek kelimeyle "bayildim" zaten Audrey'den duyduklarima gore cok guzel ve yasanasi bir yer oldugunu biliyordum ama senin anlatimin ve resimlerle iyice pekisti gorme istegim. Keske bir mucize olsa da bir anda orada yasamaya baslasak siz de olsaniz falan.. Hayal iste!

philosophique said...

Ovgu gercekten cok begendim ben de.. Hayal ama belki de olur di mi???

Moonshine said...

Chicgao'nun kisi cok, cok soguktur :)