Merhaba, yine bir sinir sehrinden, Fransa- Almanya sinirindaki Strasbourg'dan selamlar. Freiburg'dan trenle 1.5 saatten kisa zamanda ulasilabilen Strasbourg, Fransa'nin kuzeydogusundaki Alsace bolgesinin baskenti...
Strasbourg'un merkezinde 15.yy'dan kalma gorkemli bir gotik katedral var. Freiburg katedrali gibi pembe kumtasindan insa edilmis bu katedralin ozellikle disindaki islemeler goz alici.
Katedralin etrafindaki meydan kafelerle cevrili. Muzisyenler ve performans sanatcilari turistlere hunerlerini sergileyerek para kazanmaya calisiyorlar.
Katedralin en unlu ozelliklerinden biri astronomik saat. Saat yapimcilarinin, heykeltraslarin, ressamlarin birlikte calisarak ortaya cikardiklari, su andaki haliyle en son 1850 yilinda yeniden kurulan saat, her gun saat 12:30'da calmaya basliyor. Bunu gorebilmek isteyenlerin 1 euro gibi minik bir ucret odeyerek 15 dakika kadar erken gelip beklemeleri gerekiyor. 12:30'u gosteren gong caldiginda hayatin evrelerini temsil eden heykelcikler alt pencerede, Isa'nin havarileri de ust pencerede hareket ediyorlar, bir yandan da Fransa'yi temsil eden horoz otuyor. Bence beklemeye ve gormeye degdi.
Yine minik bir ucret odeyerek katedralin 60 metre yukseklikteki platformuna cikip sehri kus bakisi gormek mumkun. Bunu sadece kalbi dayanacak olanlara oneririm. Toplamda 332 basamaktan olusan daracik merdivenler bizi bile zorladi. Herr D. ile artik yasimizin gectigine kanaat getirdik. Bu arada ne yazik ki hava durumunun anons ettiginin tersine kapali ve oldukca serin bir gundu. Eminim gunesli bir gunde bu manzara daha da keyiflidir.
Strasbourg'daki kafelerin tipik bir ornegi...
Strasbourg'un "Kucuk Fransa" denilen boyle yari tahta, egimli catili evlerden olusan mahallesi...
Merhaba, yine bir sinir sehrinden, Fransa- Almanya sinirindaki Strasbourg'dan selamlar. Freiburg'dan trenle 1.5 saatten kisa zamanda ulasilabilen Strasbourg, Fransa'nin kuzeydogusundaki Alsace bolgesinin baskenti...
Strasbourg'un merkezinde 15.yy'dan kalma gorkemli bir gotik katedral var. Freiburg katedrali gibi pembe kumtasindan insa edilmis bu katedralin ozellikle disindaki islemeler goz alici.
Katedralin etrafindaki meydan kafelerle cevrili. Muzisyenler ve performans sanatcilari turistlere hunerlerini sergileyerek para kazanmaya calisiyorlar.
Katedralin en unlu ozelliklerinden biri astronomik saat. Saat yapimcilarinin, heykeltraslarin, ressamlarin birlikte calisarak ortaya cikardiklari, su andaki haliyle en son 1850 yilinda yeniden kurulan saat, her gun saat 12:30'da calmaya basliyor. Bunu gorebilmek isteyenlerin 1 euro gibi minik bir ucret odeyerek 15 dakika kadar erken gelip beklemeleri gerekiyor. 12:30'u gosteren gong caldiginda hayatin evrelerini temsil eden heykelcikler alt pencerede, Isa'nin havarileri de ust pencerede hareket ediyorlar, bir yandan da Fransa'yi temsil eden horoz otuyor. Bence beklemeye ve gormeye degdi.
Yine minik bir ucret odeyerek katedralin 60 metre yukseklikteki platformuna cikip sehri kus bakisi gormek mumkun. Bunu sadece kalbi dayanacak olanlara oneririm. Toplamda 332 basamaktan olusan daracik merdivenler bizi bile zorladi. Herr D. ile artik yasimizin gectigine kanaat getirdik. Bu arada ne yazik ki hava durumunun anons ettiginin tersine kapali ve oldukca serin bir gundu. Eminim gunesli bir gunde bu manzara daha da keyiflidir.
Strasbourg'daki kafelerin tipik bir ornegi...
Strasbourg'un "Kucuk Fransa" denilen boyle yari tahta, egimli catili evlerden olusan mahallesi...
1 comments:
GAYE GAYE GAYE GAYE AMA YANINDA TOLGASI YOK
Post a Comment