Friday, November 20, 2009

Kitap: Twilight Saga/ Alacakaranlik serisi - 1



En sonunda Twilight serisini bitirdim ve gonul rahatligiyla yaziyorum.

Hemen daha ilk cumleden kendimi tekzip etmem gerekiyor:Bu seride su ana kadar yayinlanmis 4 kitap ve bugun itibariyle de iki adet film var. Ben ilk kitabi okumadim, atladim. Once filmi seyrettim, sonra da uc kitabi okudum.

Tekzipe de tekzip gerekti: Ben aslinda bu kitaplarin hic birine para verip almadim. Amerika'nin boyle cok guzel bir adeti vardir. Barnes and Noble, Borders gibi kitapcilarda saatlerce dolasabilir, istediginiz kitaplari ayakustu, koltuklara oturup hatta cafe'de masaya goturup okuyabilirsiniz. Ben de iste yaklasik yaz basindan beri haftasonlari kafede otururken kitaplarin ucunu de yavas yavas okudum bitirdim. Kendimi tebrik ediyorum!

Stephanie Meyer'in vampir hikayeleri serisinin ilk kitabi Twilight 2005 sonuna dogru piyasaya cikmis. Bense ilk kez adini ve methini 2008 basinda duydum. Kitap Amerika'da "young adult" denen genc okuyucular hedeflenerek piyasaya surulmustu. O yuzden once genc kizlar arasinda epey populer olup unlendi. Sonra zaten biliyorsunuz gecen sene bu zamanlar ilk film vizyona girdi. Biz Mr.D ile filmi sinemaya geldikten epey sonra izledik. Dogrusu filmi izledikten sonra bile neden bu kadar unlu, muthis, sahane olduguna akil erdiremedik. Ama malum Twilight firtinasi dinmek bilmiyordu. Bir kac yerde filmin aslinda kitap kadar iyi olmadigini, kitabin cok daha surukleyici oldugunu okuyunca karar verdim ki su Alacakaranlik fenomenini anlamak icin kitaplari okumak farz oldu. Simdi bu noktadan sonra filmin ve kitaplarin konusundan ve sonundan acik acik bahsedicem. "Ben hala okumadim yaa, sonunu soyleme!" diyenler yaziyi okumayi burada biraksin. Ayrica kitabi hem ciddi ciddi elestirip hem de fena halde dalga gecmeyi de dusunuyorum, dolayisiyla Twilight sevenleri de okumayi bu noktada birakabilirler.

Kitap vampirlerle ilgili. Malum, vampirler bir nevi halk hikayesi. Kitaplarinda vampir unsurunu kullanan her yazar bunlara baska ozellikler atfediyor. Stephanie Meyer'in vampirleri vucutlari parcalara ayrilip parcalar ateste yakilmadigi surece olumsuzler. Gunes vucutlarini yakmiyor ama gunese ciktiklari zaman paril paril parliyorlar, o yuzden insanlarin kendilerini farketmemesi icin gun isigindan uzak duruyorlar. (Ama bu bulutlu yerlerde yasamalarina engel degil mesela). Geceleri tabutlarina donup uyumalari gibi bir sey yok. Hatta aksine hic uyumak zorunda degiller. Cok gucluler, hizlilar, duyulari cok gelismis, hic yorulmuyorlar, hic yaslanmiyorlar. Sanki bu kadar mukemmel olduklari yetmezmis gibi bir de bazilarinin insanlarin dusuncelerini okumak, gelecegi gormek gibi ozel yetenekleri var. Vampirler burada da insan kani icerek besleniyorlar. Ama iclerinden bazilari vejeteryan olarak, yani insanlara zarar vermeden yasamayi secmis, bunlar hayvanlari avlayarak besleniyorlar.

Hikayenin ana kahramani Bella. Annesiyle babasi taa Bella kucukken ayrilmislar. Bella annesiyle Phoenix, Arizona'ya tasinmis. Simdi Bella'nin annesi yeni biriyle evlenmis, adamin isi oradan oraya dolasmasini gerektiriyor. Annesi de yeni kocasinin pesine takilmis, Bella'yi lisenin bitmesine 1 bucuk sene kala yerinden yurdundan ayirip babasinin yanina yollamislar. Bella'nin yeni okuluna, yeni evine, ne zamandir gorusmedigi babasina alismasi falan hikayenin arka planini olusturuyor. Bu arada Bella yeni okulunda vampir ailesi Cullen'larla ve iclerindeki bekar tek vampir olan (ki tam da Bella'nin yasindaymis, tesadufe bak!) Edward'la tanisiyor ve tabi ki de bu gizemli yabanciya asik oluyor. Burada kucuk bir not duselim. Normalde vampirler arasinda aile baglari falan yok. Yalniz Edward'in ailesi boyle aile gibi takiliyorlar.Insanlara anlattiklari hikaye bir anne bir baba ve onlarin evlatlik cocuklarindan olusan bir aile olduklari. Ama bu cocuklar aslinda birbirleriyle birlikteler ve insanlar da ya da en azindan onlarla birlikte liseye giden ogrenciler de bunun boyle oldugunu goruyor. (Ki zaten filmde Bella'nin arkadaslarinin birinin agzindan bu durumu yadirgadiklarini duyuyoruz). Kimse cocuk esirgeme kurumunu arayip, bunlari ihbar etmez mi?

Birinci kitabin konusu ozetle Bella Edward birbirlerine asik oluyorlar. Bella'nin pesine baska bir vampir takiliyor (ask mesk isleri degil, ciddi ciddi yemek istiyor bu vampir Bella'yi dogasina uygun olarak!). Edward da bir takim kovalamaca ve dovusten sonra Bella'yi kurtariyor. Sadece vampirlerden bahsediyor diye kitabi/filmi kucumsemek olmaz. Ne de olsa bizim kusagimizin da vampirleri vardi. Anne Rice'in kitabindan uyarlama "Vampirler Gorusme/ Interview with the Vampire" filmini gorup Brad Pitt, Tom Cruise hatta hatta Antonio Banderas'a bayilmayan var miydi? Hatta o filmin de bu kadar cazip olmasinin sebebi Brad Pitt'in oynadigi Louis karakterinin kendi canavar dogasindan nefret etmesi, daha hassas, insanlara deger veren onlarla birlikte yasamaya calisan bir vampir olmasi degil miydi? Yalniz Anne Rice'in vampirlerini bu kadar cazip yapan hepsinin ayri bir hikayesi, ic dunyasi, karisik ruh halleri olmasiydi. Twilight serisinde butun bunlarin yerini mizmiz liseli kiz Bella'nin "beni seviyor mu, sevmiyor mu?" dirdirdir ic konusmalari almis. Tabi bunun genc kizlara cazip gelmeyecegini iddia edemeyecegim. Filmin ve kitap serisinin basarisi hatirlanacak olursa genc kizlarin monoton hayatlarina girecek gizemli bir yabanciya gonullerini kaptirip hayatlarinin macerasina atilma olasiligina prim verdikleri apacik.

Gecen gun radyoda Anne Rice ile yapilan bir soylesiyi dinledim. Anne Rice uzun seneler vampir hikayeleri yazdiktan sonra 1998 yilinda Katolik dinine geri donmus ve vampir hikayeleri yazmayi birakmis. Simdi meleklerle ilgili yeni bir kitabi cikti piyasaya ve soylesi de onun uzerine yapilmisti. Tabi vampir furyasinin patlamasi uzerine Anne Rice'a su anda piyasadaki vampir kitaplari ile ilgili ne dusundugunu sordular. Artik kendisi vampir kitaplari yazmadigi icin karsilastirma yapmadan gonul rahatligiyla okuyabildigini soyledi. Ozellike Charlaine Harris'in "Southern Vampire Mysteries" serisini cok akillica buldugunu soyledi. (Bu seri True Blood adiyla HBO tarafindan gecen sene dizi yapildi. Vampir hikayesinin arkasinda irkcilik, tolerans, vs. gibi konular uzerinden bir cesit toplumsal kritik yapiyor - bu seri kendi blog yazisini hakediyor, o yuzden fazla uzatmayalim). Twilight icin ise gucsuz zayif kadin karakterin kendisini koruyacak kuvvetli, olgun bir kahraman aramasini anlatan bir ask hikayesi, bir nevi Jane Eyre dedi. Bu gozleme katiliyorum. Yalniz Stephenie Meyer'in yazarligini Charlotte Bronte ile karsilastirmak Meyer'e fazlasiyla iltifat olur.



Ikinci kitap New Moon. Bu kitabin basinda Edward Bella'yi terk ediyor. Bella muthis bir bunalimin icinde dusuyor. Kitabin ilk kisminda tamamen icimiz bunalmis bir sekilde hayatinin aski tarafindan terk edilmis Bella'nin hikayesini okuyoruz. E tabi kimse ona demezse "lise aski insanin hayatinin tek aski degildir, biraz agla, biraz sizlan sonra topla kendini, onunde cok uzun seneler var, okuluna git, derslerine calis, universiteye git, oku, ogren, kendi kendine yeten, ayaklarinin uzerinde duran, guclu bir kadin ol!" olacagi budur. Neyse Bella'nin imdadina Jacob yetisiyor.Bir kurtadam olan Jacob ozellikle bu kitapta cok sevimli bir karakter, Bella'ya asik oldugu da taaa en basindan beri belli ama bir tek bizim aptal kizimiz Bella'nin bundan haberi yok. Yani aslinda bence var da yokmus gibi davranmak daha cok hosuna gidiyor. Neyse, daha fazla uzatmayayim. Bir sekilde Bella'nin oldugunu sanan Edward kendini oldurtmek icin cok guclu bir vampir ailesi Volturiler'e gidiyor. Amaci kendini teshir etmek boylece de insanlara vampirlerin varligini gostermek. Volturiler onu durdurmak icin oldurecekler, buna karar veriyor. Bella da olacaklari engellemek icin Edward'in pesinden Italya'ya gidiyor.

Ne yani, bu film hani vampirler ustuneydi, kurtadamlar nerden cikti demeyin. Zaten bu kitaplar tamamen son anda ortaya cikan suprizler uzerine kurulu, kurgusu cok zayif yani, oyle boyle degil. Mesela son dakikaya kadar hikayeyi kurtadamlar uzerinden kurup kitabin son donemecinde yon degistirmesi bunun en bariz ornegi. E peki madem oyle bu kitaplari okumaya neden devam ettin, diye sorabilirsiniz! Kurgunun, karakterlerin zayifligi, hatta yazarin kullandigi dilin kliselerden olusmasi bir yana, Stephanie Meyer nasil surukleyici yaziyor anlatamam! Bir yandan sinir olup bir yandan da sayfalari birbiri ardina ceviriyorsunuz, cunku arkasindan ne gelecegini cok merak ediyorsunuz. Kendisini bu acidan gercekten cok takdir ettim, bir nevi vampir dunyasinin Dan Brown'u! Genc kizlara yazilmamis, din propagandasi dolu olmayan bir kitap yazsa da basarili (basariyi satilan kitap sayisi ve maddi getiri ile olcecek olursak) bir yazar olabilir.

Bu son paragraftaki "din propagandasi" da nedir diye merak ediyorsaniz, anlaticam. Yalniz lafi cok uzattim, o da bir sonraki yaziya kalsin.

0 comments: