Monday, January 03, 2011

Ingiliz Donem Dramalari Serisi 2: Sense and Sensibility (Akil ve Tutku)

Ingiliz Donem filmleri serimize kaldigimiz yerden devam ediyoruz. Jane Austen ile baslamisken, yine onunla dizimizi surdurelim. Austen'in cok sevilen bir diger kitabi Sense and Sensibility, Turkce'ye cevirisiyle Akil ve Tutku, Kul ve Ates (bu Nihal Yeginobali'nin cevirisinin basligi oldugu icin bir bildigi vardir herhalde diyorum). Jane Austen'in yayinlanmis ilk kitabi bu.
Pride and Prejudice'de karsilastigimiz bazi temalari burada yeniden gozlemliyoruz. Sense and Sensibility de Ingilizlerin kati veraset kurallari yuzunden ortada kalip yoksul dusen bir soylu ailesinin hikayesini anlatiyor. Mr. Dashwood olunce butun varligi ogluna kalir. Mr. Dashwood'un ikinci karisi ve bu evlilikten olan uc kizi uzaktan bir akrabalarinin evine tasinip az bir varlikla hayatlarini idame ettirmek zorunda kalirlar. Kitap, Mr. Dashwood'un iki buyuk kizi, karakterleri birbirine tamamen zit Elinor ve Margaret ile onlarin mustakbel talipleri etrafinda donuyor. Elinor, uvey kardeslerinin kayinbiraderi Edward Ferras ile yakinlasirken, Margaret Willoughby'e asik. Bu arada varlikli ve bekar Colonel Brandon da Margaret'e asik oluyor ama Margaret 35 yasinda oldugu icin onu cok yasli bulup yuz vermiyor! :)

Sense and Sensibility de bir cok kez peyaz perdeye aktarilmis. Ben yine en onemli iki versiyondan bahsetmek istiyorum.

Birincisi 1995 yapimi film. Bu film tam bir yildizlar gecidi. Ailenin akli basinda, duygularina her daim hakim buyuk kizi Elinor'u Emma Thompson, romantik, kalbinin goturdugu yere giden, patavatsiz kizi Marianne'i Kate Winslet canlandiriyor. Her iki aktris de bu filmle Oscar'a aday oldu. Durun durun, bu kadarla da bitmiyor. Elinor'un sevdigi Edward Ferrars'i da Hugh Grant oynuyor. Gercekten keyifli, guzel bir film.

Tabi kili kirk yaracak olursak bu filme bir suru kulp bulamaz miyiz, buluruz. Mesela Emma Thompson hic suphe goturmeyecek kadar mukemmel bir oyuncu olmasina ragmen, Elinor icin biraz yaslica kacmis. Hugh Grant her zamanki gibi cok sempatik ama Elinorla aralarindaki cekim bir turlu perdeye yansimiyor. Kate Winslet'e hic laf yok, muhtesem.
Tam da bir Hollywood yapimi turnayi gozunden vurmusken, Ingilizler neden tekrar ayni hikayeyi neden filme alir degil mi? Ama evet BBC yine yapacagini yapmis ve 2008 yilinda Sense and Sensibility'i tv serisi olarak yeniden cekmis. Hem de bu kadar iy ive kaliteli bir yapimla karsiliastirilmayi goze alarak. Sonucsa gercekten yine fevkalade.

Oyuncularin hicbiri kendi baslarina bir Emma Thompson, bir Kate Winslet degil ama hep birlikte cok basarili bir is cikariyorlar. Edward ve Elinor hem birbirlerine, hem rollerine cok yakismis, harika bir cift olmuslar.

Eee bir de dizi yaklasik uc saat suruyor ki, bu anlamda bize filmin iki kati kadar kesintisiz eglence sunuyor. "BBC Sense & Sensibility 2008" diye ararsaniz, bu diziyi de youtube'dan bulabilirsiniz. Iyi seyirler!

2 comments:

biberli said...

klavyene sağlık, ne güzel yazmışsın...

çok hassas bi nokta benim için Jane Austen, biliyorsundur artık :)

tüm filmler, diziler itinayla, di-dik izlendi, analizi yapıldı, onlarla ilgili hayaller kuruldu ve özlenmeye başlandı...:)

bi kitap aldım, epey oldu gerçi ama henüz sıra gelemedi ona. "The Lost Memoirs of Jane Austen", yazan Syrie James.
görür görmez, daha kapağına aşık oldum, düşün :)

önümüzdeki günlerde ilk okuyacağım kitap olacak..tüm Austen'cılara ve İngiliz dramalarına bayılanlara tavsiye edilir...

öperim seni fıstık!

philosophique said...

Canim, biliyorum senin de sevdigini Austen'i. Ingiltere'de muzesini gezdiginde cok ozenmistim. Ben den gorurum bakalim belki bir gun.:)