Wednesday, July 04, 2007

Merhaba, Bir suredir ortalarda yoktuk ama merak etmeyin yeni resimlerle ve hikayelerle donduk! Yolculugumuza persembe gunu Aachen'la basladik. Bir arkadasim, Christian, Aachen Universitesi'nde doktorasini yapiyor. Gecen sene Yale'e misafir ogrenci olarak geldiginde tanismistik. Ona Almanya'ya gelecegimi soyledigimde beni universitelerine davet etti. Bir sekilde ayarladik ve en sonunda gecen hafta persembe gunu orada bir makale sunmaya gittim. Aachen, Almanya'nin en batisinda, Hollanda ve Belcika sinirinda tarihi bir sehir. Unu Kutsal Roma Imparatoru Charlemagne'in burayi cok sevmesinden ve sonra da burada olup, buraya gomulmus olmasindan geliyor. Aachen katedrali:
Aachen buradan 4 saat uzaklikta oldugu icin oraya zaten ogle uzeri vardik. Christian bizi karsiladi ve biraz sehirde gezdirdi.
Hem biraz sunumuma hazirlanmam, hem de daha onceden evde duvara carptigim icin yurmurta gibi sisen ve zonklamakta olan kafami biraz dinlendirmek icin cok gec olmadan eve donduk. Sunum guzel gecti, katilim iyiydi.
Gordugunuz gibi keyfim yerindeydi, ogrenciler de memnun kalmislar. Sunumdan sonra hep beraber yemege gittik, ve o yoreye ozgu Koelsch birasi tattik.
Christian ve kiz arkadasi cok sekerler, bizi evlerinde konuk ettiler. Ertesi gun Stuttgart'a gectik. Tatil planlarini genellikle ben yapiyorum. Ne zaman nerede kalacagimizi,hangi sehire nasil gidecegimizi ben planliyorum. Bu sefer kendime biraz kizdim, cunku Aachen'dan Stuttgart'a gecmek icin Koeln'de aktarma yapmak gerekiyor. Oraya biraz zaman ayirip sehri bir miktar gezebilirmisiz. Ama sansina Koeln'de hava asiri derecede kapaliydi ve biz ayrilirken yagmus baslamisti. Buna karsilik Stuttgart gunesli ve acikti. Birkac saatligine de olsa rahat rahat gezebildik.
Stuttgart'i ben cok begendim. Tarihi merkez ile modern alisveris merkezleri, sanat galerileri cok guzel ic ice gecmis. Stuttgart aslinda endustri merkezi. Porsche, Daimler-Benz, Bosch gibi firmalarin Almanya usleri burada konumlanmis. Daha sonra ucakta sans eseri rastgelip okudugun bir yaziya gore Stuttgart su anda guvenlik, konfor, yuksek maas, cevre gibi bir cok faktorlere bakildiginda Almanya'nin yukselen sehirlerinden biriymis.Bundan sonraki birkac gunu tarih gezileriyle dolduracagimizdan, tarihi merkezi es gecip, baska yerleri dolastik. Ilk duragimiz Hegel evi.
Dunyanin en onemli filozoflarindan biri Hegel Stutgart'ta bu evde dogmus.Ben de kendisinden boyle kafami kafasina tokusturarak feyz almaya calistim. Umarim ise yaramistir.
Ikinci ve son duragimiz Mercedes Benz muzesi.
Herr D. Mr. Daimler ile muhabbette. Muze dunyanin en buyuk araba muzesi, icinde 160dan fazla Mercedes sergileniyor.
Markanin gelismesi ile Almanya tarihini ic ice gecmis bir sekilde anlatmislar. Bu arada eger Mercedes isminin nereden geldigini merak ediyorsaniz, Daimler firmasi ilk arabalarindan birini araba meraklisi Emil Jellinek icin yapmis. Bu adam bir yandan araba yarislarina giriyormus, bir yandan da bu arabalari diger ulkelere pazarliyormus. Iste bu modele de kizinin ismi vermis: Mercedes.
Iceri girerken elinize minik bir radyo veriyorlar, her aracin onunde yazan numarayi girince o aracin hikayesini dinleyebiliyorsunuz. Biz sadece bir kac saat gecirdik ama iceride butun bir gun de kalinabilir.
Ben bile -ki arabalardan hic anlamam- cok begendim. Stuttgart'a yolu dusenlere tavsiye ederim. Stuttgart'tan Cuma aksami Viyana'ya uctuk. Viyanayi bu yaziya ilistirmek cok ayip olur, onun icin yukarida Viyana'yi ayrica anlatacagim.

1 comments:

Ovgu said...

sen ne tatli kizsin gayeeeee