Thursday, June 03, 2010

4 gunde New England: Portland, ME

Ucuncu duragimiz Portland. 60bin kisilik nufusuyla Maine eyaletinin en buyuk sehri. (Karsilastirma icin: Elm City'nin nufusu 120bin civarinda). Amerika'nin batisinda, Oregon eyaletindeki Portland'la karistirmayalim sakin, gerci o Portland adini bu Maine'deki Portland'dan almis.
Portland Casco Bay'in (Casco Korfezi) guney ucuna kurulmus, deniz canlisi bir sehir. Zamaninda Kanada'nin dis ticareti icin cok onemli bir rol oynamis. Kanada kendi karasulari buz tuttugu icin dis ticaretini Portland uzerinden surduruyormus. 20.yy'da teknolojinin ilerlemesi, gemilerin gelmismesiyle kis aylarinda buzlu sularda ilerlemek problem olmaktan cikinca Portland'in da onemi azalmis.
Ayrica hemen hemen tum buyuk Amerikan sehirlerinde oldugu gibi 70 ve 80lerde sehir merkezinden bir goc yasanmis. Bu da sehir merkezinin ekonomisini ve canliligini cok etkilemis. Neyse ki Son 10-15 senede bu konuda epey atilim yapip Portland'i sevimli, guvenli, ilginc bir turistik sehir haline getirmisler.
Portland'i bir gunde gezip gorebilmek icin bir Portland Discovery diye bir sirketten iki adet tur satin aldik.

Ilk turumuz tekne turu. Bu turda tekneyle Casco Korfezini dolasip Portland'in adaciklarini gorebiliyorsunuz. Casco Korfezi'ni kesfeden Avrupali kasifler burada 365 tane ada sayip bunlara takvim adalari ismini takmislar.

Bizim sansimiza sogukca bir gundu. Neyse ki teknelerin kapali bir kamarasi var, usumeden gezebiliyorsunuz.


Portland'dan gorunen en belirgin yapi Fort Gorges. 1812 Ingiliz Savaso bittikten sonra yapilmasina karar verilen kale ancak o yuzyilin ortalarina dogru bitmis. En son Ikinci Dunya Savasi sirasinda kullanildiktan sonra emekli edilmis.

Denizden Portland sehir merkezi:

Korfezde irili ufakli bir cok ada var. Rehberimizin anlattigina gore buralarda da nispeten varlikli kimseler yasiyormus. Adalara temel ihtiyaclarin hepsi disaridan getirildigi icin benzin, su, hatta temel besin malzemeleri bile Portland merkezine gore daha pahaliymis. Istanbul'un adalari gibi yani.



Adalarin arasinda ulasim Feribotla saglaniyor.

Feribotlara araba basi para aliyorlarmis. O yuzden adalarda oturanlar butun ihtiyaclarini sehirden alip, arabalarini tikabasa doldurup feribota oyle biniyor.



Portland deniz fenerleriyle unlu. Bu tur sirasinda bir-iki tanesini gorme sansiniz var. Ama isteyene sadece deniz fenerlerini gezdiren tur da var.
Modern deniz fenerlerinin hepsinin kendine ozgu bir radar sinyali oldugunu biliyor muydunuz? Boylelikle birbirlerinden ayirt edilebiliyorlarmis.

Bu Spring Point Deniz feneri. Onceleri karaya bagli degilmis. Dalga kiran sonradan yapilmis.
Ama Portland'in en unlu deniz feneri bu degil, asagidaki:

Butun Amerika'nin en cok fotografi cekilen ve en cok taninan deniz feneri oldugu iddia ediliyor. Elizabeth Burnu ustundeki bu feneri daha sonra yakindan gorecegiz.


Portland'a Avrupalilar ayak basmadan evvel burada yerliler yasiyormus. Bu kaya bir kabile sefinin yuzunu andiriyor. Rehberimiz bununla ilgili cok ilginc bir hikaye anlatti. Kabilesindeki genclere yapilan eziyetlere karsilik bu sef beyazlari lanetlemis, buraya bakinca hep bizi gorsunler demis, o yuzden silueti kayaya kazinmis.


Gezimizin ardindan ogle yemegi yedik. Maine'deki yenilecek en guzel sey istakoz. Burada bol bulunan istakoz tum eyaletin sembolu olmus:

Biz istakazomuzu hemen turun karsisindaki Portland Lobster Company'de yedik. Daha sonra tur rehberimizin soyledigine gore, istakozu en ucuz sekilde yemek isterseniz kiloyla balikcilardan satin alip evde pisirmeniz gerekiyormus. Sezon ortasinda yarim kilosu 3 dolara kadar dusen istakoz restoranlarda hicbir zaman bu kadar ucuzlamiyor.

Lobster roll, nam-i diger ekmek arasi istakoz!:)


Mr.D istakoz salatasi tercih etmis.

Mekanda canli muzik de olunca gercekten gun ayri bir keyifli oluyor.

Aksamustu programda karadan Portland turu var. Bunda sehri tramvayla gezdiriyorlar. Portland'in mahalleleri hakkinda bir suru sey ogrendik ama resimler hem hareket ettigimiz hem de camin arkasindan cekildigi icin pek guzel cikmamis.
Aklimda kalanlar,Portland'in okyanus manzarali, varlikli mahallesi East End:



Burada kocaman, herkese acik guzel bir park var, herkes manzaranin tadini cikarabilsin diye. Bu da manzarasi:





Sehrin icini gezdikten sonra turumuz Elizabeth Burnu'na gidip deniz fenerini yakindan gorme imkani da sagladi:





Tur bittikten sonra gunumuzun geri kalanini Portland'in Old Port mahallesini gezerek gecirdik. Arvavut kaldirimi sokaklari, mini mini butikleriyle bir Avrupa sehri izlenimi veren Old Port'ta iki tane favorim var:
Mornings in Paris, Fransiz sahibi tarafindan ozenle dosenmis, iceriye girer girmez Paris'te olmadiginizi unuttaracak kadar Paris kokan, kruvasanlari, kekleri, kahveleriyle simsicak bir mekan.
Coastal Maine PopCOrn Co. adindan da anlasilacagi uzere patlamis misir dukkani.



Burada neli popcorn isterseniz var. Tuzlulardan: sirkeli, cedar peynirli, parmesan ve sarimsakli, buffalo soslu, jalapeno biberli, soganli... Tatlilardan: akcaagac suruplu, pamuk helvali, marshmallowlu, hindistancevizli, karamelli, vanilyali, yesil elmali, tarcinli... liste uzayip gidiyor. Almadan once istediginiz kadar tatmaniza izin veriyorlar. Benim favorim hic suphesiz seftaliliydi. Agzima attigim anda damagimda bir seftali bombasi patladi, muthis!

Biliyorum 4 gunde New England sozu verdim ama aslinda 4. gunde yaptigimiz aktivitenin resmi olmadigi icin izninizle onu da burada anlatarak geciyorum.
4. gun kendimizi outlet alisverisi icin Freeport'a attik. Freeport'un olayi soyle. Yuzyilin basinda ongoruslu bir girisimci avcilara bot, kamp malzemesi satan bir dukkan aciyor. Dogal guzellikleriyle unlu Maine'de bu dukkan aliyor basini yuruyor ve bugun L.L.Bean adiyla bildigimiz kamp malzemlerinden bay ve bayan spor kiyafetlerine, mutfak gereclerinden yatak ortusune kadar herseyi satan bir dev oluyor. Sirketin en buyuk, en gorkemli dukkani Freeport'ta.

Burada 24 saat acik 4 tane dev L.L.Bean var: Kiyafet, Av ve Balikcilik, Bisiklet, Bot ve Kayak. Kamp malzemelerinden hoslananlardan icin tam bir cennet. Normalde alisveristen haz etmeyen Mr.D burada kendi basina 2 saate yakin zaman gecirdi!
L.L. Bean'in getirdigi musteri potansiyelinden yararlanmak isteyen bir cok magaza burada outlet acmis, Freeport bugun kocaman bir alisveris cenneti. Diger outletler icin degilse de Portland yakinlarindayken L.L.Bean'i gormek icin gidilebilir.

Bu tatille ilgili bir kac gozlemimi paylasmak istiyorum. New Hampshire ve Maine'de neredeyse beyaz olmayan Amerikali yok denecek kadar az! Ne kadar kuzeye giderseniz Afrikali-Latin-Cinli, vs. populasyonu o kadar azaliyor. Ayni sekilde ne kadar kuzeye cikarsaniz kulaginiza Fransizca calinma ihtimali de o kadar yuksek. Hele hele Montreal'den topu topu 6 saat uzakliktaki Portland'da turistlerin cogunlugunu Kanadalilar olusturuyor.

New England gezi notlari bu kadar. Sirada Elm City cevresindeki haftasonu aktiviteleri var.

0 comments: